
Hoca cevap vermiş: “Beni bu berbat kavanozdan kurtarabilirsen, söz veriyorum, söylediğin herşeyi yapacağım.”
Bunun üzerine adam, “O zaman kolunu kavanozun içine iyice sok,” demiş. Elini kurtarmak isterken iyice içine sokması isteği hocaya biraz garip gelmiş, yine de söyleneni yapmış.
Komşu devam etmiş: “Şimdi elini aç ve tuttuğun fındıkları bırak.” Bu istek hocayı çok üzmüş. Bu fındıkları en sevdiği yemek için istediği halde bırakmak zorundaymış.
İsteksizce kendisine yardım eden komşusunun söylediğini yapmış. Adam daha sonra da , “Elini kapa ve yavaşça kavanozdan çıkar,” demiş.
Hoca söyleneni yine yapmış, elini kapamış ve kolayca kavanozdan çıkarmış. Fakat o kadar mutlu olmamış. “Elim şimdi serbest, ama fındıklar nerede?” diye söylenmiş. Tam bu sırada komşusu kavanozu almış, yan yatırmış ve hocanın istediği kadar fındığı çıkartmış. Hoca gözleri faltaşı gibi açık, ağzı da hayretle açılmış bir şekilde seyretmiş ve “Sen bir sihirbazsın,” demiş.
Psikoterapiyi ve psikoterapi sürecini daha iyi anlatan bir hikaye/mesel olamazdı sanırım. Kişinin problem karşısındaki tepkileri, probleme çarpık bir şekilde değerlendirişi ve terapiyi biraz güvensiz biraz da dirençle karşılayışı.
Dikkatle okuyanlar için bu hikayede çıkarılacak birçok ders vardır.